19 Ekim 2012

TANRININ ELİ


İçiyorum. Senin bana verdiğin şerefle senin şerefine içiyorum Tanrım, seninle benim aramda olmayan bağ için içiyorum. Küçük yaşlarda, senin başını çok ağrıtmış olacağım ki sen benim başımı hiç ağrıtmadın! İyi ki erken bir zamanda bundan vazgeçip, benim için hazırladığın taslağı kendi romanıma çevirmek üzere yola çıkmışım. Senin piyonun olarak bu aptal hayatta yaşamaktan vazgeçip kendi hayatımın kendi Tanrısı olmaya karar verdiğimde; senin hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu, seni ancak lafta tanıyordum. Kendi hakkımda ise birçok fikrim var ve ben kendimi çok iyi tanıyorum. Gerçekle hayal arasına sıkışmış; alkolik, keyfine düşkün sıradan izbe bir ruhum. 


Belirli bir kesimin senin varlığına inanıyor oluşu benimde sana karşı saygımın başlıca nedenlerinden bir tanesi. En son senin elini ne zaman hissetimi hatırlamıyorum sanırım o güzel elini hiçbir zaman bana hissettirmedin! Sadece bana değil benim çevremdeki kimselere de hissettirmedin. Biliyorsun ben senden bir şey medet ummayı yıllar önce bıraktım. Senden tek bir ödül istiyorum ve biliyorum ki beni en güzel yerinle – cehenneminle- ödüllendireceksin.


 Hayal mahsulü bir varlıksın, bırak elini senin adaletli bir hayal mahsulü varlık olduğunu bile düşünmüyorum. Adaletli bir varlık olsaydın eğer tüm yarattığın piyonlar arasında sınıf ayrımı olmazdı! Senin bu sınıf ayrımından dolayı sokaklarda binlerce; uyuşturucu kullanan, para karşılığında kendisini başkalarına sunan ve yine para için uyuşturucu satan insanlar var! Lüks evlerin içinde oturan kişiliksiz kişilerin dışarıyı umursamadan rahat bir şekilde yaşamaları ise senin yüzünden!


Tanrının elini en son ne zaman hissettin?



Bana hiç biriniz Tanrının adaletli bir varlık olduğunu söylemesin çünkü hiç birinize adaletli bir şekilde davranmadı! 




Doğu Fidan
Amasra  
2007