11/10/2011
Beni
ağlatabilen tek kadın,
Acemiydim.
Birçok kişiyle sevgili olsam da ilk defa birini seviyordum. Ve kime sevmeyi öğrettiysem
ilk benim canımı yaktı. Korku doluydu kalbim, gözlerim, ellerim titriyordu
senin yanında, seni düşünmek karnıma ağrıların girmesine sebep oluyordu.
Çocuktum senin yanında, sen gibi. Büyüktüm senin yanında, sen gibi. Adamdım
senin yanında, sen gibi. Adam değildim sen yokken, sen gibi. Aslında ben hiç
adam olamadım. Sen adamdın, benim yanımda. Ama adamlığını kaybetmişsin benim
yokluğumda. Sen öyle bir aşksın, sevgisin ki bu gönderemeyeceğim mektubu
yazarken bile karnıma ağrılar sokabiliyorsun. Sen öyle bir büyüsün ki seni
unutacağımı hissedip rüyalarıma girip kendini hatırlatıyorsun bana. (Keşke
sadece rüyalarımda hatırlatıyor olsan kendini. Kahvaltı alışkanlığım bile
yoktu, senin sayende olmuştu. Alkolü azalttım, kısmen de olsa sokaklardan
uzaklaştım ve kumarı unutturmuştun bana. Tütün ise hep hayatımdaydı, hiç
çıkmadı. Çıkaramadın. Senden başka kimselere yemek yapmadım, arkasından sarılıp
boynundan öpmedim. Yapamadım, öpemedim! Senden sonra eski hayatıma geri döndüm.
Senin alıştırdığın en ufak şeyi yapamaz oldum. -Bana seni hatırlatıyor
olmalarından.- Tek bir şey dışında; bana hep kızardın uyandıktan sonra yatağımı
toparlamadığım için. Sen toparlardın her defasında. Senden sonra her
uyandığımda yatağımı topluyorum, senin sayende. Çünkü yatağımda hala kokun
saklı. Sen gittikten sonra hiçbir kadınla uyuyamaz oldum. -Onlarla seviştikten
sonra ayrı yataklarda yatabildim. Çünkü hiçbiri senin gibi deli yatamıyor.- ) Aptaldım. Beni sevdiğine hiç inanmadım bu
yüzden sana hiç güvenmiyordum. Sana, o son tokatı atana kadar. O gün gördüm
beni ne kadar sevdiğini, sana gözüm kapalı güvendiğimi. -O tokattan sonra hiç
unutmadım, unutamadım: “Sadece düşüncemde iyi ki! Dilimde keşkesin! Unutma
bunu.” dediğini.- Korktum: Beni sevmenden. Mutlu olmaktan! Panik içindeydim:
mutsuzluğum elimden alınacak diye. Hayatım boyunca hep mutsuz yaşadım.
Mutsuzluğa o kadar alışmıştım ki mutsuzluk Tanrısı olsaydı eğer bu ben olurdum.
Ve sonra sen girdin hayatıma, Tanrılığımı elimden almak için. Sen ve mutsuzluğum
arasında bir savaş başladı. Kalbim seni, beynim ise mutsuzluğumu temsil
ediyordu. -Seninle ilgili kararları kalbimle vermemin sebebi bundandı.- Seni
nasıl seveceğimi bilemedim. Ve kaçtım bende. Ama sigaramın son nefesinde
sakladım seni...
Yatağıma o kadar çok yakıştın ki;
Seni
öperek bile uyandırmaya kıyamıyorum.
Şeytan
kulaklarıma fısıldıyor;
“Onu,
aşkla uyandır,
Şehvetli
bir sevişmenin ardından ayrıl.” diye.
Şeytana
uymalıyım!
Seni
aşkla uyandırıp,
Şehvetli
bir sevişmenin ardından ayrılmalıyım,
Mutsuzluğuma
devam etmek için.
Doğu Fidan
Beyoğlu/İstanbul
2011