03 Nisan 2017

Bazıları Delirmez



Kafamın içinden merhaba,

Delisin! İnsanların ihtiyaç duyduğu delilerden! Belki de bir zamanlar delice sevmiş biri. Sakın yalnızlığa alışma. Sevmeye devam et. Yalnızlık, sevmekten daha kötü! Yalnızlık bir hastalık! O hastalığa alıştın mı bir kere kurtuluşu yok. Tüm vücudunu sarar, AIDS kadar etkilidir. İçten içe bitirir insanı. Yalnızlıktan şikâyet etsen de hayatın boyunca asla vazgeçemeyecek kadar bir ruh hastası olursun.

Büyümenin matemiyle…

   Gönlünden gidenlerle başladın, sevgiyle kucaklaştıklarınla sonra elveda deyişin garipti. Tüm elvedalar gibi, gitmemelerini istedin ama aynı sahne bildiğin, baktılar ıslak gözleriyle! Sonra minnet edercesine yok olup dağıldılar gecenin ortasında. Neydi seni bu yalnızlık uçurumuna sürükleyen? Fazla mı iyiydin? Fazla mı sadakat doluydu ellerin? Yoksa asla tanımı yapılamayacak kadar aciz miydi sevgin? Diğer insanlardan değil miydin? Baştan aşağı zenginlik kokan bir şaşaayla görünmedikten sonra mı kesildi cezan? Adına hükümler mi yazıldı? Derinlere mi indin çok? Kalbin taştan olduktan sonra sana yardım sözcükleri mi uzattılar? Yaradılışın mı farklıydı? Şeytan soyundan mı geldin? Neydi yalnızlık kâbusuna çeviren seni? Burada, bu gece ya da her gün kibarca gülümsemek miydi gerçek dostluk? Yalnızsın! Yalnızlık kâbusunda, bu teklik krallığın da mutlusun. Çünkü sana sadık olan dostların var. Mesela duygu yoksunluğu, seni asla  bırakmadı. Daima içinde oldu. Arada gizledin ve utandın ama seni hiç terk etmedi. Mesela gülmek. Dudağına saplı kalan bir et parçası değildi. Bir Tanrıydı ve seninleydi. Olsun yalnız öl. Yalnız bu rüyaları sen gör. Olsun her gece yalnız yat. Bu aptal Dünyada bırak yalnız kal!
Mahvolmuş hayatların varoluşları yok olmaktan geçer. 



Doğu Fidan
İzmir
Nisan 2017